3.Göz
Toplumlararası Kültürel Aktarımlarda Çeviri Hataları ve Kavramların Müphemleşmesi
İrfan Yorgun yazdı...
Fotoğraf: Şeyhmus Çakırtaş
Kültür; etimolojik olarak çoğu kaynakta Latince "Cultura” kelimesinden geldiği belirtilmektedir. Latince de "Cultura; cult/colere ‘ekip, biçmek, toprağı işlemek’ ve ‘tura’ sonekinden türetildiği iddia edilmektedir. Hatta birçok dilde de bu anlamıyla çevrilip aktarılmıştır. Arapça "hars”, Kürtçe "çand” vb. gibi.
Eğer "kültür”
"ekip biçmek, ekin” anlamından geliyorsa tarımdan önceki avcı-toplayıcı Paleolitik
toplumların üretimlerine ne demeli nereye koymalı. Hakeza "ekin” anlamında bile
kullanılmış olsa, Latinlerden önceki neredeyse 12 bin yıllık neolitik toplumlar
kendi üretimlerini kendi dillerinde nasıl kavramlaştırmışlardı? Birçok açıdan
sorgulandığında bu yaklaşımın yetersiz ve hatalı olduğu anlaşılmaktadır.
Avesta dilinde
"kârâ; yapmak” (Sivrioğlu,
2015: 63), "kâr; yapmak/ kerena; yapmak” (Sivrioğlu, 2015: 351), Pehlevice ve
Farsça "kârdan; yapmalar, yaratımlar”.
Hint-Aryan dil
gruplarında yaptığım çeşitli etimolojik ve semantik araştırmalar sonucunda
"kültür” kavramının oluşum süreçlerinden birisinin Latince "Cultura” değil de
Avesta dilinde "kâr, kere, kerena; iş, yapmak” anlamına gelen kelimeden "kars;
yapmalar, yapıtlar, yaratımlar” olarak türediği anlaşılmaktadır. Günümüz
Kürtçesinin Kurdî ve Kurmancî diyalektlerinde ve Farsçada halen "kâr, kırın,
kerden, kerdeni; iş, yapmak, yapıtlar” biçim ve anlamıyla kullanılmaktadır.
Latince’ye
"Cultura” olarak değil "Creatur/a;
oluşturulan, yaratımlar” olarak geçmiş ve bu şekilde diğer dillere taşınmıştır.
Yani Latince "Creatura; oluşturulanlar, yaratımlar”
kavramı Avesta dilinde "kâr, kere, kerena; yapmak” kökünden gelmektedir.
Pehlevice ve Farsça "kardan; yapmalar, yaratımlar” olarak geçmiştir (Sivrioğlu,
2015; 63, 351).
Bu anlamıyla
Kültür, insanın amaçlı işgücü ve çalışmaları sonucunda ortaya çıkardığı maddi
ve manevi tüm yaratımları, oluşturdukları, becerileri ve yapıp-etmelerini ifade
eden tümel bir kavramlaştırmadır. Toplumsal varlık olarak insanların
yaratımlarının bütününe kültür denilmektedir.
"Kültür, insan etkinliğinin ve onun sonuçlarının
kapsamlı bir bütünü”dür (Kroeber. 1948: 9; Herskovits. 1948: 17).
Dolayısıyla
İnsanlaşma, toplumlaşma ve kültür iç içe gerçekleşen süreçlerdir. Günümüzden
2,3 milyon (iki milyon üç yüz bin) yıl önce Afrika kıtasında taşa ilk biçim
veren "Homo Habilis” ilk insan toplumlarında başlamıştır. Sonra insan
toplumlarının ve türlerinin çeşitlenmesi ve çoğalmasıyla devam etmiştir. Homo
Sapiens Sapiens türünün oluşması ile kültürel devrimler süreci hızlanmıştır.
"Her kültürün özgünlüğü, yaklaşık tüm
insanlar için aynı olan sorunları, kendine özgü yöntemlerle çözmesinden,
değerlerine kendine özgü görünümler kazandırmasından kaynaklanır. Çünkü
istisnasız tüm insanlar bir dile, teknik becerilere, sanata, bilimsel türden
bilgilere, dinsel inançlara, toplumsal, ekonomik ve siyasal örgütlenmeye
sahiptirler. Ancak bu değişik öğelerin ölçüsü her kültürde asla aynı değildir
ve çağdaş etnoloji birbirinden farklı özelliklerin dökümünü yapmak yerine, bu
farklı seçimlerin gizli kökenlerini ortaya çıkarmaya çalışmaktadır”
(Lévi-Strauss, 1995: 42).
Dolayısıyla
dilbilimcilerimizin dillerimizdeki bu müphemleşmiş kavramları tekrardan gözden
geçirerek düzeltme çalışmalarına daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır.
Kaynakça;
-
Herskovits, M.J. (1948). Man and His Works. New York.
-
Kroeber, A.L. (1948). Anthropology. Newyork.
-
Lévi-Strauss, Claude (1995). Irk, Tarih ve Kültür (Çevirenler:
H. Bayrı, R. Erdem, A. Oyacıoğlu ve I. Ergüden). Ankara: Metis Yayıncılık.
- Sivrioğlu, Töre (2015). Avesta Dili Grameri ve Etimolojik Sözlüğü. İstanbul: Avesta Basın Yayın Reklam Tanıtım Müzik Dağıtım Ltd. Şti.